Dövme yapma geleneği hayli eskidir. İÖ 2000'lerde Eski Mısır toplumunda dövmenin yapıldığı mumyalardan anlaşılmıştır. Mısırlıların dışında Britonların, Galyalıların ve (X)Trakların da dövmeleri vardı. Eski Yunanlılar ve Romalılar, "barbarlara özgü bir uğraş" saydıkları dövmeyi suçlulara ile kölelere yaparlardı. Hıristiyanlık inancında dövme yasaklanmıştı. Buna karşın ilk Hıristiyanlar, bedenlerine Hz. İsa'nın adını ya da haç desenleri taşıyan dövmeler yaptırmışlardır.
Aradan yüzyıllar geçince Avrupalılar dövmeyi unuttular. 18. yüzyıl sonlarında denizaşırı gezilerde Amerika Yerlilerinde ve Polinezyalılarda dövmeyle yeniden karşılaştılar. Avrupa dilleri, dövme karşılığı olan tattoo sözcüğünü Tahiti dilindeki tautau’dan almıştır. Dövme 20. yüzyılın başlarından sonra, özellikle denizciler arasında yaygınlık kazandı. Romantik duyguları, yurtseverliği ya da dindarlığı belirtmek amacıyla dövme yaygın olarak kullanıldı ve günümüzde de kullanılmaktadır. Ama hijyene önem verilmediği ve AIDS gibi bazı hastalıkları bulaştırdığı gerekçesiyle dövme yapmaya yasal sınırlamalar getirilmiştir.
“ Dövme” ( Samoaca “Tatau” ) kelimesine ait ilk yazılı belge ( 1769) Cook’un “Endeavour” adlı gemisinde bulunan doğabilimci Joseph Banks’a aittir.
Dövme dünya çapında yüzyıllardır uygulanmaktadır.Japonya’da yaşayan yerliler gelenek olarak yüzlerine dövme yaptırmışlardır. Günümüzde Kuzey Afrika’da, Yeni Zelanda’da ve Türkiye’nin doğu kesiminde bazı insanların yüzlerinde dövmeler bulunmaktadır.
Dövme cilalı taş devrine kadar bir Avrasya uygulaması olmuştur.M.Ö. 3000 yıllarında yaşamış olan Ötzi ‘nin vücudunun çeşitli yerlerinde toplam 57 adet dövme bulunmaktadır.İlginç olan bu dövmelerin akupunktur tedavisi açısından önem arzeden noktalar üzerinde veya çok yakınında bulunmasıdır.
Hıristiyanlık öncesinde Alman,Kelt ve diğer Kuzey Avrupa kavimlerinde de dövme sıklıkla görülmektedir.Japonya’da ise dövmenin tarihi Paleolitik döneme dayanmaktadır.Diğer çeşitli kültürler ise yaraları ve kesikleri küllerle ovmak ya da deriye iğne batırarak boya zerk etmek gibi örneklendirilebilecek dövme geleneklerine sahiptirler.
Günümüz Batı Dünyası’nda yapılan dövmenin kökeni 18.yy’da Polinezyalı kaşifler tarafından keşfedilmiş ve Avrupalı denizciler arasında popüler hale gelmiştir.Daha sonra Batı toplumlarına yayılmıştır.
Kisa bir degerlendirme yapildiginda dövme adetinin;
- Dinsel-büyüsel Kökene
- Bir asirete olan bagliliga yani bir anlamda damga niteligi olusuna
- Süslenme olgusu tasimasina
- Hastalik ve nazardan korunma
- Ugur ve tilsim niteligi bulunma
gibi çok genel basliklar altinda toplanan nedenlere dayandigi söylenebilir. Günü-müzde geleneksel kesimde önemini kaybetmis durumda bulunan dövme adeti kentsel kesimde giderek yayginlik kazanmaktadir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder